3 Temmuz 2007 Salı

Bir Eflatun Ölüm... Behçet Aysan'ı anmak...


Dün özellikle Sivas katliamı’ndan bahsetmek istemedim. Ama bu gün yazmadan edemiycem. Sivas olaylarında yakınını kaybeden bir insan olarak, haberlerde izlediğim kadarıyla bu olayı unutmayan, unutturmamaya çalışan ve acısı hala o günkü kadar taze olan bir sürü insan var.

Haberi alışımızı hatırlıyorum, ölenlerin isimleri sayılırken dikkat kesilmemizi, Behçet Aysan ismini duyunca yanlış duyduk diye bütün kanalların haberlerini izleyişimizi. En sonunda mecbur kalıp kabullenişimizi, amcamın gizli gizli ağlayışını, Behçet abimin eşinin metanetini.

Allah adına, din adına 37 kişiyi diri diri yakan canilerden, 33 sanığa idam cezası verildi. 2002 yılında idam cezası'nın yürürlükten kaldırılmasıyla idam cezası hükümlülerinin cezaları müebbet hapis cezalarına dönüştürüldü.

Bizler, yani bu olayda yakınlarını kaybedenler, ağzımız açık, olayları şaşırarak izledik. Her beraat kararında içimiz biraz daha yandı. Suçlular serbest kaldıkça acımız biraz daha çoğaldı. Utanç müzesi olması gereken yerde kebap salonu açılması yüreğimizi bir kez daha yangın yerine çevirdi.

Orada hayatını kaybedenler, alevi, sünni, kürt, çerkez, laz hepimizin kardeş olduğuna gönülden inanan, insanları insan oldukları için sevme becerisine sahip insanlardı. Bu satırları yazarken bile o gün hala gözümün önünde, alev alev yanan bir otel ve dışarda toplanmış, şeytani çığlıklarla, alkışlarla bu yanışı kutlayan bir kalabalık. İnsanlıktan çıkmış bir topluluk.

Yazdıkça daha da iyi anlıyorum, meğer ne kadar da yeni acımız, üzerinden kaç yıl geçerse geçsin kanamaya ne kadar açık bir yara. Bir psikiyatrist'in tedavi etmeye çalıştığı insanlar tarafından öldürülmesi ne acı...

Keşkeler ne çok hayatta… keşke daha çok vakit geçirseydik beraber, keşke ziyaretine daha çok gitseydim, keşke Sakarya caddesinde bir yerlerde beraber otursak, o birasını içerken bana yeni şiirini okusaydı. Birkaç şiirini değil, ölümünden önce bilseydim bütün şiirlerini. Keşke… Keşke şu anda sadece çerçevede duran bir resim olmasaydı …

Bir Eflatun Ölüm

kırgınım, saçılmış
bir nar gibiyim

sessiz akan bir ırmağım
geceden
git dersen giderim
kal dersen kalırım

git
dersen
kuşlar da dönmez, güz kuşları
yanıma kiraz hevenkleri alırım

ve seninle yaşadığım
o iyi günleri,
kötü
günleri bırakırım.

aynı gökyüzü aynı keder
değişen bir şey yok ki
gidip
yağmurlara durayım.

söylenmemiş sahipsiz
bir şarkıyım

belki
sararmış
eski resimlerde kalırım

belki esmer bir çocuğun dilinde.

bütün derinlikler sığ
sözcüklerin hepsi iğreti

değişen bir şey yok hiç
ölüm hariç.

aynı gökyüzü aynı keder.

behçet aysan

2 yorum:

Halil dedi ki...

Allah rahmet eylesin aşkım ....

Adsız dedi ki...

Oi, achei teu blog pelo google tá bem interessante gostei desse post. Quando der dá uma passada pelo meu blog, é sobre camisetas personalizadas, mostra passo a passo como criar uma camiseta personalizada bem maneira. Até mais.