14 Haziran 2007 Perşembe

Bir ben vardır benden içeri... Matruşka teorisi :)


Bazen insanın kaç farklı kişiliği olabilir diye düşünüyorum.

Karşımızdaki insanlara göre mi acaba şekil değiştiriyoruz, istediğimiz taraflarımızı gösterip, istemediklerimizi saklıyoruz? Matruşkalar gibi acaba bizim de içimizden birkaç tane biz çıkar mı?

Bazen kendimde bu olayı izliyorum, karşımdakine göre şekil değiştiriyorum ve sanırım hepimizde bu var. Yakınlarımızla veya akrabalar diyelim hadi, beraberken sessiz, sakin birisi oluyorum. Onlar benim hakkımda "ne kadar da sessiz kız, kafasına vur lokmasını al" diye düşünürlerken, arkadaşlarımla beraberken bambaşka bir kişilik oluyorum. Herhalde bazıları görse asla tanıyamaz. Çünkü ailenin sessiz çocuğu, hiçbirşeye sesi çıkmayan, munis hatta bazen pısırık kızı olan ben, öyle canlı, öyle neşeli oluyorumki herhalde görseler küçük dillerini yutarlar. Hele anlattığım şeylere milletin gözlerinden yaşlar gelerek güldüğünü görseler mümkün değil inanmazlar. Bu kız konuşabiliyor muydu? Allah Allaaahh. Milleti gülmekten kırdı geçirdi. Bu o değil... Al sana birinci matruşka.

İşyerinde görevini hakkıyla yapan, anlaşılmadığını düşündüğünde dişlerini çıkarmaya çekinmeyen, hatta hakkını alana kadar mücadele eden, en dişlisinin bile kolay kolay yıldıramayacağı ben. Buyrun ikinci matruşka...

Anne ve babamla birlikteyken de kedileşen, sevgi arsızı, onlara birşey olacak korkusuyla üçbuçuk atan ben. Matruşkalar üç oldu...

Bazen karşısındaki insanın sıkıntısını kendi sıkıntısı bilen, onunla ağlayan hatta "onların yerine de ağlayan", çözüm bulunduğu anda dirsek çevririlen mati (buna üzüldüğüm için mati dedim, yazık buna...) Allaha şükür bu yaşa kadar ancak birkaç kez kendini gösteren mati. Dört mü oldu...

Sinirden gözü döndüğünde, yaradana sığınıp en ağır lafları söyleyen, karşısındakini ağlatacak kıvama getiren de, sokakta bastonuna dayanarak birşeyler satmaya çalışan yaşlı amcaya gizli gizli ağlayan da, izlediği bir sanat eserinin karşısında eriyen, yaşadığım için ve bunları görebildiğim için şanslıyım diyen de iç içe matruşkalardan birkaçı.

Herkesin içinde birsürü matruşka var, içini açtıkça bir başkası çıkıyor. Bazen hepsini teker teker insanlara gösterirken, bazen de hepsini biraraya topluyor tek bir şekilde görünüyoruz.

Velhasıl bu çok felsefi bir yazı oldu, bu da felsefeci matruşka. :)

2 yorum:

Halil dedi ki...

alioglu

Halil dedi ki...

:)) yanlış gitti..cnm benım çok guzel yazmışsın.Eline sağlık