8 Haziran 2007 Cuma

dolgumu da kırdım tam oldu...


"İnsanın bir kere ters gitmesin işi, muhallebi yerken kırılır dişi" sözünü canlı canlı yaşadım ...

Benimki muhallebi değil yeni dünya yerken kırıldı, çekirdeklerini de hep elimle çıkarırım halbuki. Aman da ne güzelmiş bunlar homini gırtlak yapayım diye tam ağzıma atmıştım ki, ta taaaam ağzımın içinde çıtır çıtır bişeyler. Bi baktım dolgum kırılmış. O an mutluluğum tavan yaptı (!) zaten yeni kurtulmuşum kanlardı, tahlillerdi derken doktor olaylarından, bir de diş hekimi ziyareti farz oldu. Neyse, ben ve kırık dolgum randevumuzu aldık ve diş hekiminin muayenehanesindeyiz. Diş hekimi olan tatlı teyze bana "bu iğne yapılacak bişey değil, hemen hallederiz" dedi ve ben elimde aynayla yaptığı her hamleyi canlı canlı izledim. Gerçi "kızım aynayı bırak çalışamıyorum" diye azıcık kızdı bana, ama olsun görmem lazım, diş benim Allah Allaaaahhh... yarım saat sonra yeni dolgumla kendimi Kızılay sokaklarında buldum. Kendime pasta ısmarlamayı düşündüm ama "şimdi dolgu çıkar mıkar, yeniden uğraşma kızım, boşver" diyerek ağzımda yeni dolgum, aklımda frambuazlı pasta evin yolunu tuttum.

Diş hekiminden korkmayan nadir insanlardan olduğumu düşünüyorum, yirmilik dişlerimi de aklıma estiği bi akşam üstü kendi kendime gidip çektirmiş, eve elimde gayet köklü bir dişle dönmüştüm. Doktorun sıvı şeylerle beslen birkaç gün demesine asla aldırmayarak, kuru pilav ve turşu üstüne de puding muhteşem dörtlüsünü yiyerek ve kendime "niye ağrımıyoki bu diş" diyerek mutlu mesut yatmış, gece yarısı zonklamayla uyanarak birazcık (!) ağlamıştım. Ama sabah dişi cebime atıp herkese "bak, bak köke bak heyt beee" diye göstermiştim.

Şimdi dolgum ve ben mutluyuz. Acaba yine yeni dünya yesem mi? Veya dut kurusu var onu yiyeyim, kırmaz temelden söker alır dolguyu. Kesin çözüm... :)

1 yorum:

Unknown dedi ki...

mesir macunu ye damağını söker alır toptan çözüm.