11 Haziran 2007 Pazartesi

şimdi özetler...


Hafta sonu tatili nasıl geçti hiç anlamadım.

Nişanlım İstanbul'dan yağmurla beraber geldi. Onunla geçirdiğim zaman bir türlü yetmiyor, ne çok konuşacak, ne çok gülecek şey var. İkimizin sadece birbirimize bakarak katıla katıla güldüğümüz şeyler, tavlayı bana öğreten kişi olarak onu yenmek, mutfakta beraber yemek yapmak, aynı anda aynı şeyi düşünmek... daha birçok şey. İyiki nişanlanmışım onunla :) Hayattaki en büyük şans herhalde ne meslek, ne para ne pul... En büyük şans bence iyi bir evlilik yapmak. İnşallah bunu başarabiliriz.

Neyse, gelelim hafta sonu özetlerine; Halil cumartesi günü beni işyerimden aldı (cumartesi günü çalışan şanslı azınlıktan biri de benim... evet evet o benim işte) ve beraber Migros'a gittik. Bulaşık makinalarına baktık, aman ne çok çeşit var yarabbi. Yok kristal yıkama, yok duşlama özelliği, nerdeyse satıcı "sizi bile yıkar bu makina öyle bişey işte ablacııım" diyecek. 9 program, 10 program, yok inox, yok bilmemne, ikimiz de iyice bunaldık bu muhabbetlerden ve gidip en basit şekilde ihtiyacımızı karşılayacak olan bir tanesini aldık. Oh rahatladım.

Daha sonra karnımızı doyurduk ve "Karayip Korsanları" filmine girdik. Migros'taki sinemalar her zaman hoşuma gitmiştir, rahat koltuklu ve ferahtır. Ama bu sefer hem filmin uzunluğundan hem de içerinin fena halde kalabalık ve havasız olmasından fena halde bunaldım. Güzelim filmi bile doğru dürüst izleyemedim. Son yarım saat azap içinde, "arabistan çöllerinde kaldım, susuzluktan ölücem şimdi" iç seslerimle ama Jonny Deep hatırına zoraki geçti ve nihayet bitti, filmden çıktık. Meyve sularımızı içip azıcık gözümüzün önü açılınca eve döndük. Annemin nefis dolmasıyla biraz daha kendime geldim.

Pazar günü de "Atakule Nikah Salonu" incelemesi için Atakule'ye gittik. Nikah salonu harika olmuş, orada kokteyl de yapabiliyormuşuz. Şahane. Aklımıza bu salon daha çok yattı. Daha önce de Anıttepe'deki buz pateni içindeki nikah salonuna bakmıştık, orası da güzel ama Atakule çok daha fazla hoşumuza gitti. Bir sürü hizmetleri de paket program içinde sunuyorlar. Nikah şekerinden davetiyeye, canlı piyano ve keman dinletisine, hatta limuzine kadar her hizmet var. Konfeti yağmuru altında "evet" deme olayı var ki, beni benden aldı, bünyede bir mutluluk hali yarattı. Halil de çok beğendi, sanırım orası olabilir.

Bunlar çok tatlı telaşlar gerçekten, mobilya seçmek, ev eşyalarını tamamlamaya çalışmak, harika şeyler... Gerçi ben mobilya seçerken çok yorulmuş ve yeteeeeeeeeeeeeer bile demiştim ama olsun yine de güzel :) Her dileyen yaşar umarım.

1 yorum:

Halil dedi ki...

cnm benım ii ki varsın:)