19 Haziran 2007 Salı

patatieeesss suaaaaaann


Herşey annemin mutfak balkonundaki erzak dolabının çok eskidiğini söylemesiyle başladı. Teyzem de "bizim depoda kullanmadığımız bir tane var istersen onu al" dedi ve olaylar gelişmeye başladı. Annem o dolabı alabilmek için pikap türü bir araba arama çalışmalarına balkonda oturup gelip geçen pikap türü arabaları izleyerek başladı. Bir tane nakliyecinin telefonunu bulmayı başardı ama adamın küçük bir dolap ve kısa bir mesafe için olduğu yerden kıpırdamayacağına kanaat etti herhalde ki, aramadı bile.

Yine balkonda sortideyken bizim kapıcının babasının patates soğan sattığı pikabını gözüne kestirdi. Emine'ye babana rica etsek dolabı getirirmi dedi galiba ki, amcam "haydi abla gidek" diye kapıdaydı saat 21 sularında.

Ben de annesini yalnız bırakmayan hayırlı bir evlat olarak "ben de gelicem" dedim ve patates soğan satan arabanın ön koltuğuna şöför, annem ve ben bir güzel kurulduk. Bütün yol boyu ben acaba etrafta bir megafon bulabilirmiyim diye arandım ama nafile. Bulsam "haydeeeeeeeee patatieees suaaaaaaaaannn" diye bağırıp, fani ömrümde şu muhteşem sesi en azından küçük bir kitleye duyurmak istedim. Ama olmadı. Megafonsuz patatesçi mi olur, ama oluyor... Ben de teyzemlere gidince sitede megafonla "teyzeeeaaaa biz aşağıdayızzzz, poğaça varsa bi tane poşete koyup atsana aşaaaa" demeyi de hayal etmiştim o da olmadı.

Sonuç olarak sesimi kitlelere duyuramadım. Ama annem erzak dolabına kavuştu ya, o da yeter :) Şansımı popsiitarda deniycem arkadaş... Ben de otrişler içinde bir Banu Alkan olmak istiyorum. Bünyem istiyo...

1 yorum:

Halil dedi ki...

oooo..Güzel seslim:)